Mirasta mal paylaşımında muris muvazaası ile ilgili yargı kararları
- avukatyusufziya
- 1 gün önce
- 1 dakikada okunur
Davacının “muvazaa” iddiası soyut ve mesnetsiz olup, bu iddianın ispat yükü davacıya aittir. Tapu devri esnasında bedel ödenmiş ve işlem resmi şekilde gerçekleştirilmiştir. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da belirtildiği üzere, resmi şekilde yapılan ve bedeli ödenen tapu devirlerinde muvazaa iddiası, açık ve somut delillerle ispat edilmelidir.
YHGK, T: 06.11.2002, E: 2002/2-874, K: 2002/893:
Miras bırakan vasiyette bulunduktan sonra vasiyeti ile bağdaşmayacak nitelikte olmak üzere ve ölüme bağlı olmayan bir tasarrufla, vasiyete konu şey üzerinde bir tasarrufta bulunursa, bu davranış ilk vasiyetten rücu anlamını taşır.
M.K.nun 491. maddesi gereği sağlar arası kazandırma ile vasiyet konusu malın, vasiyetnamede yazılı kişilere değil başkalarına satılması vasiyetten dönme olarak değerlendirilmektedir.
Yüksek 2. Hukuk Dairesinin, 03.03.1995 gün E: 3162 K: 3880 sayılı içtihadında belirtildiği gibi; eğer ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile yapılan temlik mahkemece iptal edilmese idi vasiyetname konusuz kalacaktı. Oysa, davalı tarafından açılan ve muvazaa nedenine dayalı dava sonucunda davalılar adına oluşan tapu kaydı iptal edildiğinde vasiyet geçerliliğini korumuştur. Bu itibarla iptal edilmediği sürece vasiyetname geçerliliğini koruyup infaz edilecektir. O halde, işin esasına girilerek Özel Dairenin bozma ilamı yönünde araştırma yapılması gerekirken önceki kararda direnilmesi hatalıdır. Direnme kararı bozulmalıdır.”
Yorumlar